Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Grup Toplantımıza katılarak konuşma yaptı.
Vatanlarını korumak, canlarını ve namuslarını kurtarmak için mücadele eden Suriye halkına desteklerini sınırın Türkiye tarafında verdiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan 4 milyon Suriyeli kardeşimize kapılarımızı açmakta tereddüt etmedik. Bu millet tarihinin hiçbir döneminde yapmadığı gibi bugün de mazluma sırtını çevirmemiştir, çevirmeyecektir. Ancak 2015 yılından itibaren Suriye’deki kriz tamamen kontrolden çıktı. Durum; rejimin ve terör örgütlerinin sınırlarımızı taciz etmeye başladığı, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini doğrudan tehdit ettiği bir noktaya ulaştı. Rusya ile yaşadığımız ve bir provokasyon olarak kabul ettiğimiz, FETÖ’nün bizzat içinde olduğu uçak krizi, bizim açımızdan Suriye meselesini daha da karmaşık hale getirdi. Bu tablo karşısında elimiz kolumuz bağlı kalacak değildi.”
Suriye hükümetiyle 1998 yılında imzalanan Adana Mutabakatı’nın, Türkiye’ye gerektiğinde teröristleri takip etmek için Suriye topraklarında operasyon yürütme hakkı tanıdığını anımsatan Erdoğan, “Bu hakkın sınırının da terörist neredeyse oraya kadar uzandığını biliyor ve buna inanıyoruz. Bu çerçevede ilk olarak 2016 Ağustos’unda DEAŞ ve PKK/YPG’ye yönelik ilk operasyonumuz olan Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlattık. Bu harekatta 3 binin üzerinde DEAŞ’lıyı imha ederek Cerablus ve El Bab bölgesini teröristlerden temizledik.” dedi.
Bazılarının, “Sizin Suriye topraklarında ne işiniz var? Sizi Suriye oraya davet etti mi? Diğerlerini davet etti.” dediğini ifade eden Erdoğan, “ABD’yi de davet etmedi. Koalisyon güçlerini de davet etmedi. Sadece Rusya’yı davet etti ama bizim elimizde kapı gibi bir Adana Mutabakatı Anlaşması var ve biz bu anlaşmanın gereği olarak oradayız.” diye konuştu.
Suriye’de etkinlik gösteren diğer güçlerin tamamının DEAŞ bahanesiyle kendi ajandalarını uygularken Türkiye’nin bu terör örgütünün belini kırdığına ve foyasını ortaya çıkardığına işaret eden Erdoğan, Türkiye DEAŞ ile savaşırken Suriye rejiminin ağır bir yıkımın ardından Halep’i ele geçirmekle meşgul olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen Cenevre sürecinden somut neticeler ortaya çıkmaması üzerine 2017 yılında Türkiye, Rusya ve İran’ın Astana görüşmelerini başlattığını anımsatarak, şunları kaydetti:
“Astana’daki kapsamlı görüşmeler sonucunda Suriye’deki İdlib, Humus, Hama, Lazkiye, Dera, Doğu Guta’nın çatışmasızlık alanı olarak belirlenmesi kabul edildi. Peki buna uydular mı? Hayır. Rejim bu mutabakata uymayarak, İdlib dışındaki tüm çatışmasızlık bölgelerini ağır saldırılarla yakarak, yıkarak ve kan dökerek ele geçirdi. Üstelik tüm dünya, çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden oluk oluk sivil kanının döküldüğü bu vahşete seyirci kaldı. Hala da seyirci.”