Cumhuriyet, Türkiye tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri olarak 1923 yılında ilan edildi. O dönemde Türkiye’nin nüfusu yalnızca 13 milyondu ve 11 milyon kişi kırsal bölgelerde yaşıyordu. Sağlık alanındaki zorluklar dikkat çekiciydi; ülke genelinde sadece 86 yatak kapasitesine sahip bir tedavi kurumu bulunuyordu. Frengi, sıtma ve trahoma gibi hastalıkların yaygın olmasıyla birlikte, bebek ve anne ölüm oranları da oldukça yüksekti.
Eğitim seviyesinin düşüklüğü, Cumhuriyetin ilan döneminde Türkiye’nin karşılaştığı bir diğer önemli sorundu. O yıllarda Türkiye’de yalnızca 4 bin 894 ilkokul bulunurken, 40 bin köyün 38’inde okul yoktu. 341 bin öğrencinin eğitim gördüğü bu dönemde, İngiltere’deki okul sayısı ve öğrenci sayısı çok daha fazlaydı.
Sanayi alanındaki gelişmeler de oldukça sınırlıydı. Şevket Süreyya Aydemir’e göre, fabrika sayısı yalnızca 10-15 olarak belirtilmekte ve sanayinin büyük kısmı gıda üretimine odaklanmaktaydı. Tarımda ise buğday, nohut ve mercimek gibi ürünlerin üretimi düşüktü ve sulamaya ayrılan alan da oldukça kısıtlıydı.
Cumhuriyetin ilan edildiği günlerde, kişi başına düşen gelir dünya genelindeki birçok ülkenin gerisindeydi. İthalat ve ihracat rakamları da sınırlı kalmaktaydı. Tüm bu zorluklara rağmen Cumhuriyeti kuranlar, “Egemenlik milletindir” anlayışıyla hareket ederek ülkeye yeni bir yön vermeyi amaçladılar.
Cumhuriyetin sağladığı olanaklar sayesinde, insanlar eğitim alarak çeşitli mesleklerde kendilerini geliştirme imkanı buldular. Bilim insanları, sanatçılar, mühendisler ve sporcular gibi birçok başarılı birey, Cumhuriyetin sağladığı özgürlük ortamında yetişti.
Cumhuriyet, her ne kadar büyük kazanımlar elde edilmesine vesile olsa da, “çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkma” hedefine ulaşamamıştır. Güney Kore gibi ülkelerin gelişimine rağmen, Türkiye’nin de Cumhuriyetin kurucu değerlerine dönmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Bugün Cumhuriyet ve demokrasi mücadelesi, herkesin hak ve hukukuna saygı gösterilen bir Türkiye hedefi ile devam ediyor. Cumhuriyet Bayramı, özgürlük ve adaletin kutlandığı bir gün olarak anılmaktadır.
Cumhuriyetimizin kuruluşuna imza atan başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm kahramanlarımıza saygıyla anarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine sahip çıkmanın önemini bir kez daha hatırlatmak gerekir.
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Türkiye.